x

Ortopedi ve Travmatoloji

Spor Cerrahisi
Spor cerrahisi, spor yaralanmalarının tedavisi ve sporcularda performansı artırmak için cerrahi prosedürlerin uygulanmasıyla ilgilenen bir tıp alanıdır. Spor cerrahisi, genellikle ortopedik cerrahi alanına aittir ve kas iskelet sistemi yaralanmalarının tedavisiyle ilgilenir.
Spor cerrahisinin ana odak noktaları şunlardır:
1. Spor yaralanmalarının tedavisi: Spor aktiviteleri sırasında oluşan kas, bağ, tendon veya eklem yaralanmalarının cerrahi olarak tedavisi. Örneğin, menisküs yırtıkları, çapraz bağ yaralanmaları, rotator manşet yırtıkları gibi yaralanmalar bu alana girer.
2. Performans artırıcı cerrahi: Bazı durumlarda, sporcularda performansı artırmak amacıyla cerrahi müdahaleler uygulanabilir. Örneğin, eklemdeki stabiliteyi artırmak için bağ rekonstrüksiyonu veya kas gücünü iyileştirmek için tendon transferleri yapılabilir.
3. Ameliyat sonrası rehabilitasyon: Spor cerrahisi, cerrahi müdahale sonrası rehabilitasyonun yönetimini de içerir. Uygun rehabilitasyon programları, hastaların cerrahi sonrası dönemde fonksiyonlarını geri kazanmalarına yardımcı olabilir ve spor aktivitelerine geri dönmelerini hızlandırabilir.

Artroskopik Cerrahi
Artroskopi, eklem içi bir cerrahi işlemdir. Bir eklemdeki iç yapıların incelenmesi, teşhis edilmesi ve tedavi edilmesi amacıyla kullanılır. Artroskopi genellikle diz, omuz, dirsek, bilek ve ayak bileği gibi büyük eklem bölgelerinde yapılır.
Artroskopi işlemi, genellikle bir ortopedik cerrah tarafından gerçekleştirilir. Küçük bir kesiden ince bir artroskop adı verilen bir tüp içinde bir kamera ve ışık kaynağı ile eklem içine girilir. Bu sayede cerrah, eklem içindeki yapıları gerçek zamanlı olarak görüntüleyebilir.
Artroskopi aşağıdaki durumlar için kullanılabilir:
1. Eklemdeki hasarın teşhisi: Örneğin, menisküs yırtıkları veya bağ yaralanmaları gibi.
2. Eklem içi cerrahi: Artroskopi, cerrahi müdahale gerektiren durumlarda kullanılabilir. Örneğin, menisküs yırtıklarının onarımı, bağların rekonstrüksiyonu veya eklem yüzeylerinin pürüzsüzleştirilmesi gibi.
3. Eklemdeki inflamasyonun nedeninin belirlenmesi: Örneğin, teşhis için bir biyopsi almak.
Artroskopi, geleneksel açık cerrahiye kıyasla birçok avantaja sahiptir. Daha az invazif olması, daha az postoperatif ağrı ve daha hızlı iyileşme süreci gibi. 

Omuzda Artroskopik Cerrahi

Omuz artroskopisi, omuz eklemi içindeki problemlerin teşhisi ve tedavisi için yapılan bir cerrahi prosedürdür. Omuz artroskopisi, omuzdaki hasarlı dokuların değerlendirilmesi ve gerekli müdahalelerin yapılması için kullanılır.
Bu prosedür sırasında, cerrah genellikle omuzun üst kısmından küçük bir kesik yapar ve daha sonra bir artroskop (kamera) ve diğer cerrahi aletler için ince tüpleri eklem içine sokar. Artroskop, cerraha omuz eklemi içindeki yapılara net bir görüntü sağlar ve cerrahın eklemdeki hasarı değerlendirmesine ve gerektiğinde tedavi etmesine olanak tanır.
Omuz artroskopisi aşağıdaki durumlar için kullanılabilir:
1. Rotator manşet yırtıkları: Omuzun etrafındaki kasların ve tendonların yırtılması.
2. Eklem içi tıkayıcı oluşumlar: Eklem içinde sıkışan doku veya kemik parçaları.
3. Eklem iltihabı (artrit): Eklem içindeki iltihaplanma durumları.
4. Labrum yırtıkları: Omuz eklemi çevresindeki stabiliteyi sağlayan dokunun yırtılması.
Omuz artroskopisi, geleneksel açık cerrahiden daha az invazif bir yöntemdir ve genellikle daha az postoperatif ağrı ve daha hızlı iyileşme süreci ile ilişkilidir. Ancak, cerrahi müdahalelerin her türlü riski olduğu unutulmamalıdır ve cerrahınızın önerilerine uygun olarak iyileşme sürecini takip etmek önemlidir.

Kalçada Artroskopik Cerrahi
Kalça artroskopisi, aşağıdaki durumlar için kullanılabilir:
1. Labral yırtıklar: Kalça eklemi çevresindeki labrum adı verilen kıkırdak dokunun yırtılması.
2. Femoroasetal kemik çıkıntıları: Femur kemiği ile kalça kemiği arasındaki sürtünmeyi azaltmak için yapılan cerrahi müdahaleler.
3. Femur başı çıkıkları: Femur başının kalça kemiği ile uyumsuzluğu veya uyumsuz şekilde büyük olması durumunda yapılan müdahaleler.
4. Eklem içi tıkayıcı oluşumlar: Eklem içinde sıkışmış doku veya kemik parçalarının çıkarılması.
5. Artrit: Kalça eklemi içindeki iltihaplanma durumları.
Kalça artroskopisi, geleneksel açık cerrahiden daha az invazif bir yöntemdir. Küçük kesiler kullanılarak yapılır ve genellikle daha az postoperatif ağrı ve daha hızlı iyileşme süreci sağlar. Ancak, bu prosedür de riskler taşır ve cerrahi sonrası rehabilitasyon süreci önemlidir.

Diz Artroskopisi

Diz artroskopisi aşağıdaki durumlar için kullanılabilir:
1. Menisküs yırtıkları: Diz eklemi içinde bulunan kıkırdak disklerin (menisküs) yırtılması.
2. Bağ yaralanmaları: Dizdeki bağlardan birinin (örneğin, ön çapraz bağ veya iç yan bağ) yırtılması veya zorlanması.
3. Eklem içi kıkırdak hasarı: Eklem yüzeyindeki kıkırdakta aşınma veya yırtık gibi hasarlar.
4. Eklem içi kırıklar: Diz eklemi içindeki kemiklerde kırıkların bulunması.
5. Sinovyal zar sorunları: Diz içindeki sinovyal zarın inflamasyonu veya zarar görmesi.
Diz artroskopisi, geleneksel açık cerrahiden daha az invazif bir yöntemdir. Küçük kesiler kullanılarak yapılır ve genellikle daha az postoperatif ağrı ve daha hızlı iyileşme süreci sağlar. Ancak, her cerrahi prosedür gibi, diz artroskopisinin de riskleri ve komplikasyonları vardır ve cerrahi sonrası rehabilitasyon süreci önemlidir.

Ayak Bileği Artroskopisi
Ayak bileği artroskopisi aşağıdaki durumlar için kullanılabilir:
1. Artiküler kıkırdak hasarı: Ayak bileği eklem yüzeyindeki kıkırdakta aşınma, yırtık veya dejenerasyon.
2. Tendon yaralanmaları: Ayak bileği etrafındaki tendonların yırtılması veya zorlanması.
3. Bağ yaralanmaları: Ayak bileği etrafındaki bağlardan birinin (örneğin, lateral bağlar) yırtılması veya zorlanması.
4. Eklem içi kırıklar: Ayak bileği eklemi içindeki kemiklerde kırıkların bulunması.
5. Sinovyal zar sorunları: Ayak bileği içindeki sinovyal zarın inflamasyonu veya zarar görmesi.
Ayak bileği artroskopisi, geleneksel açık cerrahiden daha az invazif bir yöntemdir. Küçük kesiler kullanılarak yapılır ve genellikle daha az postoperatif ağrı ve daha hızlı iyileşme süreci sağlar. 

Dirsek Artroskopisi

Dirsek artroskopisi aşağıdaki durumlar için kullanılabilir:
1. Trisepsi tendon yaralanmaları: Dirsek eklemi arkasında bulunan trisepsi kasının tendonlarının yırtılması veya zorlanması.
2. Kıkırdak hasarı: Dirsek eklem yüzeyindeki kıkırdakta aşınma, yırtık veya dejenerasyon.
3. Sinovyal zar sorunları: Dirsek içindeki sinovyal zarın inflamasyonu veya zarar görmesi.
4. Eklem içi kırıklar: Dirsek eklemi içindeki kemiklerde kırıkların bulunması.
5. Bağ yaralanmaları: Dirsek eklemi etrafındaki bağlardan birinin (örneğin, lateral bağlar) yırtılması veya zorlanması.

Kireçlenmeler
Eklem kireçlenmesi, eklemdeki kıkırdak dokusunun zamanla aşınması ve dejenerasyona uğraması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Kıkırdak, kemiklerin birbirleriyle temas ettiği eklem yüzeylerini kaplar ve eklem hareketlerinin pürüzsüz bir şekilde gerçekleşmesini sağlar. Ancak, yaşlanma, yaralanmalar, aşırı kullanım veya genetik faktörler gibi birçok nedenden dolayı kıkırdakta hasar oluşabilir.
Eklem kireçlenmesinin belirtileri arasında şunlar bulunabilir:
1. Eklem ağrısı: Özellikle hareket ettirildiğinde veya yük taşıdığında artan ağrı.
2. Eklem sertliği: Eklemdeki sertlik hissi, özellikle sabahları veya uzun süre hareketsiz kalındıktan sonra ortaya çıkabilir.
3. Eklemde şişlik veya hassasiyet: Eklemde şişlik veya hassasiyet görülebilir.
4. Eklemde sesler: Eklemde çıtırtı, çatırtı veya sürtünme sesleri duyulabilir.
Eklem kireçlenmesi, osteoartrit olarak da bilinir ve genellikle yaşlanma sürecinde ortaya çıkar. Bununla birlikte, aşırı kilo, eklem yaralanmaları, aşırı kullanım, eklem deformiteleri veya genetik faktörler gibi çeşitli risk faktörleri de rol oynayabilir.
Tedavi seçenekleri arasında ağrı yönetimi (analjezikler, anti-inflamatuar ilaçlar), fizik tedavi, egzersiz programları, kilo kontrolü, eklem destekleri (örneğin, atel veya splintler) ve cerrahi seçenekler (eklem protezi) bulunabilir. Tedavi seçenekleri hastanın semptomlarına, yaşına, yaşam tarzına ve eklem kireçlenmesinin şiddetine bağlı olarak değişebilir.

Eklem Protezleri
Eklem protezleri, eklem kireçlenmesi gibi durumlar nedeniyle aşınmış, hasar görmüş veya fonksiyonlarını kaybetmiş eklem bölgelerinin yerine konması amacıyla kullanılan yapay cihazlardır. Eklem protezleri, eklemdeki doğal yapıyı taklit ederek eklem fonksiyonunu yeniden sağlamayı amaçlar.
En yaygın kullanılan eklem protezleri şunlardır:
1. Diz Protezleri: Diz eklemindeki hasarlı veya aşınmış kısımların yerine konan yapay implantlardır. Diz protezleri, tam veya yarı protezler olarak uygulanabilir ve hareket kısıtlılığı olan hastalarda ağrıyı azaltmaya, eklem fonksiyonunu geri kazandırmaya ve yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olabilir.
2. Kalça Protezleri: Kalça eklemi hasarı veya aşınması durumunda kullanılan yapay implantlardır. Kalça protezleri, kalça eklemi çevresindeki hasarlı kemik ve kıkırdakların yerine konarak ağrıyı azaltabilir, hareket kabiliyetini geri kazandırabilir ve hastanın günlük yaşamını iyileştirebilir.
3. Omuz Protezleri: Omuz eklemi hasarının tedavisi için kullanılan yapay implantlardır. Omuz protezleri, omuz eklemi kireçlenmesi, omuz kırıkları veya diğer ciddi omuz rahatsızlıkları gibi durumlar nedeniyle kullanılabilir. Omuz protezleri, hastanın omuzunun hareket kabiliyetini geri kazandırarak ağrıyı azaltabilir ve fonksiyonel iyileşmeyi teşvik edebilir.

Kök Hücre Uygulamaları

SVF (Stromal Vascular Fraction), yağ dokusundan elde edilen ve kök hücreler, stromal hücreler ve diğer hücre tiplerini içeren bir biyolojik üründür. SVF, bu hücrelerin ve diğer biyolojik bileşenlerin bir karışımını içerir ve doku iyileşmesi ve rejenerasyonu için potansiyel bir tedavi seçeneği olarak araştırılmaktadır.
Eklem sağlığını yenilemek veya iyileştirmek amacıyla, özellikle eklem kireçlenmesi veya yaralanmalarda, bazı durumlarda SVF'nin enjekte edilmesi araştırılmıştır. SVF'nin içerdiği kök hücreler ve diğer büyüme faktörleri, hasarlı dokunun onarımını teşvik etmek ve eklemdeki iltihaplanmayı azaltmak için potansiyel olarak faydalı olabilir.
SVF'nin eklem sağlığı üzerindeki etkileri hakkında yapılan araştırmalar, genellikle pozitif sonuçlar göstermektedir. Ancak, bu alandaki araştırmalar halen devam etmekte olup, SVF'nin etkinliği, güvenliği ve uygulama yöntemleri hakkında daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.

Ağrı Tedavileri
Nöralterapi
Nöralterapi, Alman doktor ve fizikçi olan Dr. Ferdinand Huneke tarafından 20. yüzyılın başlarında geliştirilen bir tedavi yöntemidir. Nöralterapi, vücuttaki ağrı ve fonksiyon bozukluklarını tedavi etmek için kullanılan bir komplementer tıp yöntemidir.
Nöralterapi, vücuttaki sinirlerin ve sinir uçlarının işlevlerini düzenlemeyi hedefler. Bu tedavi yöntemine göre, vücutta meydana gelen herhangi bir hasar, sinir sistemi üzerinde belirli etkilere neden olabilir. Bu etkilerin düzeltilmesiyle, vücudun doğal iyileşme süreci desteklenir.
Nöralterapinin temel prensibi, "anahtar-kilit" teorisine dayanır. Bu teoriye göre, vücutta bir bölgedeki ağrı veya hasar, vücutta farklı bir bölgede "anahtar" olarak işlev gören bir sinir hücresini etkileyebilir. Nöralterapi, bu etkilenmiş sinir hücresine belirli noktalara enjekte edilen lokal anestezikler aracılığıyla müdahale eder. Bu enjeksiyonlar, sinir uyarımını bloke etmek ve sinir sistemi üzerinde olumlu bir etki yapmak amacıyla yapılır.
Nöralterapi genellikle ağrı, kas spazmları, migren, eklem sorunları, sindirim sorunları, cilt problemleri gibi çeşitli durumların tedavisinde kullanılır.
Proloterapi
Proloterapi, ağrılı eklem ve tendon bölgelerindeki ağrıyı azaltmak ve fonksiyonu geri kazandırmak amacıyla kullanılan bir tedavi yöntemidir. Bu tedavi, genellikle kronik ağrı durumlarında ve özellikle kas-iskelet sistemi sorunlarında, özellikle de bel, omuz, diz veya diğer eklemlerdeki ağrıların tedavisinde kullanılır.
Proloterapi genellikle şu şekilde gerçekleştirilir:
1. İğne enjeksiyonu: Tedavi sırasında, ağrı veya hasarlı bölgeye bir dizi iğne enjeksiyonu yapılır. Bu enjeksiyonlar genellikle doku uyarıcısı veya tahriş edici maddeler içerir. Bu maddeler, vücudun kendi iyileşme sürecini başlatarak yaralı dokunun onarımını teşvik etmeye yardımcı olabilir.
2. Bağ dokusunun güçlendirilmesi: Proloterapinin temel amacı, zayıf veya hasarlı bağ dokusunu güçlendirmek ve yeniden inşa etmektir. Bu, eklem veya tendon hasarının neden olduğu ağrıyı azaltmayı ve fonksiyonu geri kazanmayı hedefler.
3. Birden fazla seans: Proloterapi genellikle bir dizi tedavi seansı gerektirir. Seanslar genellikle birkaç hafta veya ay aralıklarla tekrarlanır ve hastanın semptomlarına ve yanıtına bağlı olarak değişebilir.
Deformite Cerrahisi
vücutta doğuştan veya sonradan oluşan şekil bozukluklarının cerrahi olarak düzeltilmesiyle ilgilenen bir cerrahi alanıdır. Bu deformiteler, kemiklerin, kasların, eklemlerin veya diğer dokuların anormal gelişimi veya büyümesi sonucu ortaya çıkabilir.
Deformite cerrahisinin ana odak noktaları şunlardır:
1. Doğuştan deformiteler: Doğuştan gelen bozukluklar, genellikle bebeklik döneminde veya doğum sırasında oluşan anormallikleri içerir. Örnekler arasında omurga eğriliği (skolyoz), kalça displazisi, konjenital kulak anomalileri (kulak kepçesi veya işitme yolu ile ilgili), doğuştan kalça çıkıklığı ve çeşitli kemik anomalileri bulunur.
2. Edinsel deformiteler: Edinsel deformiteler, yaşam boyu meydana gelen travma, enfeksiyon, tümörler veya diğer nedenlerden kaynaklanabilir. Örneğin, kırık sonrası oluşan kemik deformiteleri, eklem artritinden kaynaklanan eğrilikler veya kronik kas-iskelet sistemi hastalıklarından kaynaklanan deformiteler bu kategoriye girer.
3. Estetik düzeltmeler: Deformite cerrahisi sadece fonksiyonel iyileştirmeleri değil, aynı zamanda vücutta görünüşü iyileştirmeyi de içerebilir. Örneğin, rinoplasti (burun estetiği), meme rekonstrüksiyonu, liposuction veya yağ enjeksiyonları gibi estetik prosedürler de deformite cerrahisinin bir parçası olabilir.
Deformite cerrahisi, genellikle bir dizi cerrahi teknik ve prosedürü içerir. Bu prosedürler arasında kemik kesme (osteotomi), kemik düzeltme veya uzatma prosedürleri, yumuşak doku cerrahisi, eklem artroplastisi ve cerrahi implantasyonlar bulunabilir.
Deformite cerrahisi, hastanın bireysel ihtiyaçlarına ve durumuna bağlı olarak özelleştirilir.